23 Haziran Kabine Toplantısı Kararları Açıklandı! Ne Kararlar Alındı?

23 Haziran Kabine Toplantısı Kararları Açıklandı! Ne Kararlar Alındı?

Milyonlarca vatandaşın beklediği kabine toplantısı bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde düzenlendi. Toplantının ardından yapılan açıklamalar ise merakla araştırılıyor. Peki; kabine toplantısında ne kararlar alındı?

Cumhurbaşkanı recep Tayyip Erdoğan milyonlarca vatandaş için heyecanla beklenen kabine toplantısının ardından alınan kararları duyurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı basın açıklaması oldukça dikkat çekti. Sosyal medya platformlarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılan açıklamalar yanıltıcı bir şekilde paylaşıldı. Peki; Kabine toplantısında ne kararlar alındı?

23 Haziran Kabine Toplantısı Ne Kararlar Alındı?

Bugün düzenlenen kabine toplantısında pek çok vatandaşı ilgilendiren kararlar alındı. Toplantının ardından konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarında yaptığı 19 Mayıs konuşması, Rize-Artvin Havalimanı'na değinmesi gibi konular dikkat çekti.

Ancak bu açıklamalardan ziyade vatandaşlar için en büyük merak konular, düzenlenen kabine toplantısında alınan yeni kararlar oldu. Peki; ne kararlar alındı?

YOKLAMA KAÇAKLARINA BEDELLİ ASKERLİK MÜJDESİ!

"Ülkemize 20 yıldır kazandırdığımız altyapı tesisleri ve sporcu yetiştirme sisteminin meyveleri olarak bu başarıların artarak devam edeceğine inanıyorum. Ayrıca bugün sayıları 550 bini bulan yoklama kaçağı gençlerimize bedelli askerlikten faydalanabilme yolunu açıyoruz. Kaçak yılına göre değişen oranlarda rakam ilavesiyle askerliğini bedelli yapmak isteyen gençlerimiz askerlik şubelerine başvurabilir. Bakaya sıkıntısına çözüm getiren bu uygulamanın hayırlı olmasını diliyorum."

AÇIK CEZAEVLERİNE İZİN DÜZENLEMESİ

"Açık cezaevindeki Kovid-19 izinleriyle ilgili yeni bir değerlendirme yaptık. Açık cezaevinde hükümlülerin izinlerini 31 Temmuz 2023 tarihine kadar uzatıyoruz. Meclisimizin yasal düzenlemeyi en kısa sürede hayata geçireceğine inanıyorum.

Selçuklu'dan Osmanlı'ya oradan Cumhuriyete miras kalan Anadolu'da miras kaldığımızı sürdürmek için değişen şartları iyi okumalıyız. Aradan geçen bunca asra, yaşanan onca hadiseye rağmen bu toprakların hakimiyetimizde olmasını hala hazmedemeyenler olduğu gerçeğini biz değil karşımızdakiler sürekli hatırlatıyor.

Bilhassa 18. yüzyıldan itibaren verdiği mücadelelerin yol açtığı yorgunluğa, yıpranmışlığa, ödediği bedele rağmen insanımızın milli mücadeleye dört elle sarılmasının gerisinde aynı bilinç vardır. Cumhuriyet dönemi boyunca hem geçmişten gelen yüklerin ağırlığı, hem yeni devletimizin kuruluş sancıları sebebiyle demokratik ve ekonomik adımlarımızı epeyce yavaş atabildik.

Önce çok partili siyasi hayata geçerek ardından darbeler, siyasi istikrarsızlıklarla kesintiye uğratılsa da kendimize yeni bir yol çizdik. Tüm bu arka plandan hareketle Cumhuriyetimizin 100. yılı Türkiye 100 Yılı atılımı haline getirmek istiyoruz. Bu anlayışla Cumhurbaşkanlığı olarak İletişim Başkanlığı koordinasyonunda kapsamlı bir 100 kutlama programı oluşturduk. Ülkemize son 20 yılda nasıl çağ atlattığımızı gösterecek "Yüzyılın işini 20 yıla sığdırdık" şiarıyla hayata geçireceğiz.

Cumhuriyetimizin 100. yılına atfettiğimiz 2023 hedefleri bizim için kısa vadeli atılımlarımızın ilk istasyonudur. Ardından Fethin 600. yüzyılı ve 2053 vizyonumuz geliyor. Gençlerimize emanet edeceğiz 2053 vizyonundan sonraki hayallerimiz ise 2071 vizyonumuzla taçlandıracağız. 2071 vizyonunu bizden sonraki nesiller ete kemiğe büründürecek, hedeflerini oluşturacaktır.

Muhalefet ise maalesef 1908'in bir adım ötesine geçememiş bir ruh haliyle istemezükçülük dışında herhangi bir hedef ve vizyona sahip değildir. Bizim büyük demokrasi ve kalkınma devriminin eksiklikleri, hatta hataları olabilir. Eksiklikleri tamamlayacak bir muhalefetle her şeyi konuşmaya hazırız. Hayırda yarışan, eser ve hizmet siyasetini merkeze alan bir yönetim anlayışının gereklerini yerine getirmek için gece gündüz çalışıyoruz.

Yapılan her yatırıma bir kulp takan, getirilen her hizmete, gerçekleştirilen her projeye karşı çıkan, ortaya kayda değer program, hazırlık, teklif, niyet dahi koyamayan sığ bir muhalefetle karşı karşıyız. Bizim referansımız 20 yılda ülkemize kazandırdığımız hizmet ve eserlerdir. Muhalefet ise yüzyılımızın başındaki felakete, koskoca imparatorluğu felakete sürükleyen yaklaşımdır, zihniyettir.

Bugünkü dünyayı, aktörleri ve ilişkileriyle kavramasını, ona göre politikalar geliştirmesini beklemenin biraz boş hayal olduğunun farkındayız. Azıcık da olsa feraset, onurlu duruş beklemenin bir vatandaş sıfatıyla hakkımız olduğunu düşünüyorum.

Düşün arkama deyip, milleti uçuruma sürükleyen siyaset tarzının devri kapanalı çok oldu. Muhalefete bu cesareti dünya ve bölgemizde yaşanan krizlerin, sıkıntıların, çatışmaların verdiği anlaşılıyor. Türkiye'nin küresel ekonomik çalkantılardan, güvenlik kaygılarından, yıpratıcı siyasi çekişmelerden en az hasarlı çıkması için her türlü çabayı gösteriyoruz."

ENFLASYONLA MÜCADELE

"Hayat pahalılığı başta olmak üzere çeşitli sıkıntılara maruz kaldığımız gerçektir. Bu millet arkaik, gerici, habis bir muhalefeti hak etmiyor. Ülkenin nasıl sorunlarını biz çözdüysek, Allah'ın yardımı ile mevcut sıkıntıların üstesinden yine biz geleceğiz.

Kendini yenilemek, başkalaşmak değil aynı maya ile varlığını devam ettirmek, büyümek, çoğalmak demektir. Değerlerimizi koruyarak kendimizi yenilediğimiz sürece hiçbir farklılık bize tehdit teşkil etmez. Dünya yeni bir dönüşümün eşiğindedir. Bu kritik süreçte en büyük avantajımızın milletimizin en kadim özelliğidir."

Kendini yenilemek, başkalaşmak değil aynı maya ile varlığını devam ettirmek, büyümek, çoğalmak demektir. Değerlerimizi koruyarak kendimizi yenilediğimiz sürece hiçbir farklılık bize tehdit teşkil etmez. Dünya yeni bir dönüşümün eşiğindedir. Bu kritik süreçte en büyük avantajımızın milletimizin en kadim özelliğidir.

Küresel güvenlik ve ekonomik krizine bu gözle baktığımız için geçici sorunlar karşısında paniğe kapılmıyoruz. Pekçok ülke yalpalarken içimize kapanmak ve kazanımlarımızdan taviz vermek yerine daha hızlı yol almayı tercih ediyoruz.

Bilhassa ücretli, dar gelirli, desteğe ihtiyaç duyan vatandaşlarımızı koruyacak mekanizmaları kuruyor ve işletiyoruz.. Asgari ücret artışı, memur ve emekli maaşlarına yapılan zamlar, destek ve sübvansiyon paketleri bu yaklaşımlarımızın ifadesidir. Sağlık, eğitim, ulaşım, enerjide altyapı yatırımlarından ülkemizin ihtiyaçlarını önemli ölçüde karşıladığımız için bundan sonraki hedefimiz insanımızın refahını arttıracak önlemlerdir.

Bu gelişmelerin uluslararası serencamı var. Küresel ekonominin temellerinde sarsıldığı bir dönemden geçiyoruz. Geçmişten beri Türkiye'nin önünü kesmeyi temel politika haline getirenlerin aynı politikaya devam etmesi şaşırtıcı değilse de üzüntü vericidir.

Kendi güvenlikleri ve refahları dışında hiçbir şeyi önemsemeyenler Türkiye'nin bağımsız duruşuna tahammül edemiyorlar. Sergilenen tavırlar ve edilen sözler karşımızdakilerin hak, özgürlük, ekonomiden hassasiyetlerinden değil çıkarlarını korumak endişelerinden kaynaklanıyor.

Her türlü ihtiyaçlarını karşıladığımız milyonlarca insanın sıkıntısını umursamayanların bize verecek ne müttefiklik ne de insan hakları dersleri olabilir. Ukrayna'ya en ciddi, somut ve işe yarar desteği biz verdik. Rusya ile ilişki kurduğumuz her seviyede bu tutumumuzu kendilerine de mertçe söyledik. Krizin çözümüne katkısı olmayacak şovlara katılmak yerine Rusya ile ilişkilerimizi sürdürerek ateşkes ve kalıcı barış için en samimi çabaları yine biz sergiledik."

Ayrıca Erdoğan son günlerde gündemin en önemli konularından olan NATO ilişkileri ile ilgili açıklamalarda da bulundu.

NATO'YA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR

"NATO'ya üyelik başvurusunda bulunan ülkeler tarihlerine bakarlarsa doğudan gelen tehditlere karşı kendilerine de katkı sağladığımızı görecekler. Geçtiğimiz Cuma ve Cumartesi günleri oldukça yoğun telefon diplomasisi yürüttük. Hollanda Başkanı, NATO Genel Sekreteri, İngiltere Başbakanı, İsveç Başbakanı, Finlandiya Başbakanı ile bu konuları enine boyuna konuştuk.

Muhataplarımızı tamamına Türkiye'nin NATO'nun genişlemesi, terörle mücadele ve müttefiklik vurgusuyla paylaştık. Türkiye Yunanistan ve Fransa'nın NATO'dan çıkışı döneminde Türkiye o zaman onlara desteği vermişti. Ne oldu? Şu anda bu Yunanistan bizimle nasıl bir uyum içinde. FETÖ terör örgütünün Avrupa'ya gidiş güzergahı şu anda Yunanistan değil mi? Terör örgütlerini besleyen o değil mi? Şu anda 10'a yakın üs var Yunanistan'da ve bu üslerle acaba Yunanistan kimi tehdit ediyor? Bu üsler Yunanistan'da niye kuruluyor? Şu anda AB ülkelerine 400 milyar Avro borcu olan bir Yunanistan var. Kendisiyle görüştük.

Görüşmede aramızda üçüncü ülkeleri sokmayalım diye mutabık kaldık. Buna rağmen geçen hafta bir Amerika seyahati oldu. Senatoda Türkiye'nin aleyhine ne gerekiyorsa yaptığı gibi F-16'ları Türkiye'ye vermeyin demek suretiyle Amerika'ya adeta telkinlerde bulundu."