Bugün bir süredir konuşulan Ekrem İmamoğlu'nun YSK Başkanı ve kurul üyelerine "hakaret ettiği iddialarının" görüleceği konuşulan dava gerçekleşecek. Davanın sonuçları pek çok kişi tarafından merakla beklenirken, konunun neden ortaya çıktığı ve Ekrem İmamoğlu'na neden dava açıldığı merak konusu oldu. Vatandaşlar konu ile ilgili araştırma yaparken Ekrem İmamoğlu davasında neler olduğunu araştırdı. Peki Ekrem İmamoğlu'na neden daha açılmıştı?
EKREM İMAMOĞLU'NA NEDEN DAVA AÇILDI?
İBB seçimlerinde Ekrem İmamoğlu, yaklaşık olarak 13 bin oy farklı ile kazanmıştı. Fakat bunun ardından YSK 4 üyeye karşı 7 oy ile seçimin iptal edildiği açıklandı. İptal edilme nedeni ise; "Sandık kurulu başkan ve üyelerinin kamu görevlisi olması zorunluluğuna uyulmamasını", "seçim sonuçlarına müessir (etkileyici) olay ve hal" şeklinde açıklandı.
Bunun üzerine yeniden seçim yapıldı ve bu defa Ekrem İmamoğlu 800 bin oy farkı ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçildi. Olaydan kısa bir zaman sonra ise Ekrem İmamoğlu Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresine, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak katıldı.
Ekrem İmamoğlu bu kongrede yaptığı konuşmasında; seçim sürecinde yaşananlardan bahsetti, konuşmasında ise YSK'ya ve iktidara değindi. Bu konuşmanın ardından da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Avrupa Parlamentosu'na gidip, Türkiye'yi şikayet eden ahmağa söylüyorum; bunun bedelini bu millet sana ödetecek. Bu iş bu kadar bedava değil" açıklamasını yaptı.
İmamoğlu ise Süleyman Soylu'nun bu açıklamasının ardından verdiği bir röportajda şu cevabı verdi; "31 Mart'ta seçimi iptal edenler ve dünyada, Avrupa' da onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan biten şeylere baktığımızda, tam da 31 Mart'ta seçimi iptal edenler ahmaktır, önce oraya bir odaklansın"
Bu açıklamanın ardından Ekrem İmamoğlu'na YSK üyelerine 'hakaret' davasından 4 yıl 1 aya kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Hapis cezasının yanı sıra da 'siyasi yasak' çıkarılması da istendi. Bu davanın açılmasının da Ekrem İmamoğlu 'nun açıklaması şu şekildeydi;
"Öncelikle burada verilen demeç bir soru üzerine verilen demeçtir. Sorunun temelinde İçişleri Bakanı'nın şahsıma yönelik açıklamalarında 'Ahmak' kelimesini kullanmasıdır. Söz konusu cevabım bu sorunun üzerine olmuştur. Dolayısıyla bana kullanılan bu 'ahmak' kelimesine karşılık olarak kullanılmış bir kelimedir ve muhatabı da Sayın İçişleri Bakanı'dır. Dolayısıyla asla YSK'yı veya üyelerini herhangi birisini muhatap olarak böyle bir beyanda bulunmadım.
"Seçimin iptal etmesine yönelik bütün siyasi aktörler, hükümeti temsil eden siyasi kimlikler ve herkes bu konuda beyanda bulundular. YSK'nın ne yaptığı ya da ne kararlar verdiği benim sözümün muhatabı değildir. Benim irademi kendi ifadem tanımlar. İptal edenler ibaresinden ettirenleri kastettim. YSK üyelerini kastetmedim."
Bugün görülecek olan davanın sonuçları merakla bekleniyor...