Kas-iskelet ağrısının nedenleri hastanın yaşı, cinsiyeti, geçmiş ve şimdiki özelliklerine bağlıdır. Bu alanda önemli bilgiler paylaşan Fiziksel Tıp ve aynı zamanda Rehabilitasyon ile Ağrı Tıbbı (Algoloji) alanında uzman olan Prof. Dr. Figen Ayhan, ofis çalışanlarının genellikle uzun süreli bilgisayar kullanımından kaynaklanan boyun ve sırt ağrıları için kendisine başvurduklarını ancak boyun fıtığına bağlı olarak boyun ağrılarından da şikayetçi olduklarını söyledi.
Prof. Dr. Figen Ayhan, genel olarak bel ağrısının son zamanlarda en sık görülen omurilik ağrılarından biri olduğunu ve uzun süreli oturan işçiler ve yöneticiler arasında sık görüldüğünü, sırt ağrısının da iş gücü kaybı nedenlerinden biri olduğunu söyledi. Ayhan, bel ağrısının aslında bel fıtığı, travma, enfeksiyon, kanser veya romatoid artrit öyküsünden de kaynaklanabileceği konusunda uyarıda bulundu ve bu durumlarda ağrı yaşayanların ileri görüntüleme ve laboratuvar testlerini yaptırmalarını istedi.
Eklem ağrılarının da en sık görülen kas-iskelet ağrısı türlerinden biri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Figen Ayhan, romatizmal hastalıklar arasında iki taraflı, el, ayak ve parmaklarda ağrılı şişlik, kavrama ve yürüme güçlüğünün olduğunu ve bunun zor olduğunu anlattı.
DİZ BÖLGESİNDE SIK GÖRÜLEBİLİR
Prof. Dr. Ayhan, eklem bölgesindeki ağrılarının en fazla diz bölgesinde meydana geldiğini belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Mekanik diz ağrısına öncelikle gençlerde ve sporcularda eklem içi menisküs ve ön çapraz bağ gibi yapılardan kaynaklanırken, halk arasında 'kireçlenme' olarak tanımlanan osteoartrit yaşlı ve obez kişilerde daha sık görülür. Ağrı, günlük pratiğimizde eklem ağrısının ikinci en yaygın nedenidir. Tendon yırtıkları, özellikle spor salonunda aşırı kullanım ve şeker hastalarında eklem yırtıkları, omuz ağrısının önemli bir nedenidir."
Prof. Dr. Figen Ayhan, teşhis sürecinde hastaları dikkatle dinlemenin önemine vurgu yaptı ve açıklamalarına şöyle devam etti:
"Hastanın bireysel olarak planladığı sorular ağrının tipini belirler. Ağrı olasılığı nedeniyle fizik muayene yalnızca ilgili olan değil, tüm omurga kısmını değerlendirmelidir. Kısa süreli hafif şiddetli ağrı durumlarında tanısal testler yapılmayabilir. Hastanın travmatik bir lezyonu, enfeksiyonu, romatizmal hastalığı veya şüpheli metabolik hastalığı veya kanser metastazı olmadıkça, rutin kan kimyası ve tam kan sayımı ve şüpheli vakaya bağlı olarak testler ile daha ileri bir araştırma aşamasına geçilecektir. Bunlar; omatizma, ürik asit ve idrar tahlili gibidir. Görüntüleme, ağrı kesici almak gibi basit önlemlerle geçmeyen uzun süreli ağrı için kullanılır."
ÇEŞİTLİ TEDAVİLER UYGULANIR
Prof. Dr. Figen Ayhan, gelişen teknoloji ile kas-iskelet ağrılarının tedavisinde kuru akupunktur, eklem ve yumuşak dokulara enjeksiyon, radyofrekans, ozon tedavisi, eklem içi hyaluronik asit uygulaması gibi çeşitli tedavi yöntemlerinin kullanıldığını belirtirken ayrıca antiinflamatuar tedavilerle birlikte besin takviyesinin de yapıldığını ifade etti.
Klinik psikolog eşliğinde başlatılan tedavi sürecinde bilişsel-davranışçı terapiden de yararlanılabileceğini anlatan Prof. Dr. Figen Ayhan, ağrı kesici önerilerini şöyle aktardı:
"Ağrı tedavisi hafif egzersizle başlar. Doğru nefes almaya odaklanmak ve nefes almak da ağrının giderilmesi için önerilir. Kronik ağrı söz konusu olduğunda, ağrı yönetimi ve psikolojik destekten söz ederiz.
Daha sonra ağrı deneyiminizi benzer kişilerle paylaşmanız özellikle önemlidir. Hastalar ve hobi geliştirme, kaliteli uyku, meditasyon vb. yoluyla sosyal aktivitelere katılın. Eğlence aktivitelerine güvenmek, ağrıyı azaltmanın bir yoludur.Ağrıyı hafifletmede etkili olduğu ve ayrıca ağrı ve stres ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Ağrı çeken kişiler için pozitif düşünmek, egzersiz yaparak aktif bir hayat yaşamak ve zararlı alışkanlıklardan vazgeçmek önemlidir. Aşırıya kaçmayın ve eklemlerinizi korumak için akıllıca çalışın.”