Hastalığa Yakalanma Açısından Risk Grubunda Bulunan Kişilerin Oruç Sorumluluğu Nedir?
Ramazan ayı orucunu tutmak, yükümlü olan her Müslümanın yerine getirmesi gereken farzlardan biridir. Sebepsiz veya mazereti olmadan bu orucu tutmamak yani farzı yerine getirmemek büyük günahtır. Kur’an-ı Kerim’de Ramazan orucunu tutmamayı mübah kılan mazeretlerden biri de hastalıktır. Bakara sûresinin 184. ayeti, hastalık halinde orucun bir süreliğine ertelenip sağlığına kavuşulduğu zamanlarda kaza etmesine imkan vermiş, ancak hiçbir zaman tutamayacağı durumda ise tutulamayan oruçların fitrelerinin verilmesi gerektiğini açıkça vurgulamıştır.
İslam âlimleri, tutulması halinde hasta olunması veya hastalığın artması veya uzaması ihtimali bulunuyorsa onun da bu mazerete dâhil olduğunu ve bu durumda orucun ertelenmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Bu nedenle oruç tutması hâlinde hasta olacağı doktor tarafından bildirilen kimse de hasta sıfatında yer almaktadır. Nitekim fakih sahabîlerden Abdullah b. Ömer (r.a.) gerek kendi sağlığı gerekse bebeğinin sağlığı hususunda endişesi olan hamile kadınların oruç tutmayabileceklerini belirtmiştir. (Muvatta, Sıyâm, 52).
Buna göre oruç tuttuğu takdirde salgın hastalıklara maruz kalma olasılığının yüksek olduğu doktoru tarafından bildirilen kişi, Ramazan orucunu daha sonra tutmak kaidesiyle kazaya bırakabilecektir. Zira Yüce Allah (c.c.) oruç ayetlerinin devamında “Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez.” (Bakara, 2/185) buyurmuş, bir başka ayette ise kişilerin güçleriyle sorumlu olacağını belirtmiştir. (Bakara, 2/286).