Orucun hikmeti nedir? Oruç tutmanın yaraları neler? Oruç tutmanın değeri nedir?
Oruç zamanına kısa süre kala vatandaşlar tarafından oruç tutmanın faydaları araştırılmaya başlandı. Orucun hikmeti nedir, orucun faydaları nedir gibi pek sorunun cevabını sizler için hazırladık. İşte detaylar....
Allah’ın emir ve yasakları tabiki de kulların iyiliği içindir. İslâm bilginleri, tüm hükümlerin insanların yararlarını gerçekleştirmeye yönelik olduğu doğrultusunda görüş birliğindedir. Allah’ın yapılmasını istediği şeylerde kullar için çok önemli faydalar, yasakladığı şeylerde ise büyük zararlar olduğu inkâr edilemez bir gerçektir. İslâmi öğretinin kendilerine yüklediği görev gereği İslâm âlimleri farklı ibadetlerin yarar ve hikmetleri hakkında eskiden beri kafa yormuş, bunların kişisel pratik yararlarından çok, insan nefsinin arındırılmasına ve yükseltilmesine yönelik etkin olmaya çalışmışlardır. Bu doğrultuda kulların yapmakla sorumlu tutulduğu ibadetlerin sağladığı bazı faydalar veya hikmetler tespit edilebildiği gibi, bu faydaların yada gerçekleştirilmek istenen amaçların tamamının tespit edilemediği de bir gereçektir.
Oruç ibadetinin temel amacı insanları takvaya eriştirmektir. Bu, bizzat Kur’an-ı Kerim’de “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı…” (Bakara, 2/183) şeklinde yer alamktadır. Oruç ibadeti kanaatkârlığımızı güçlendirir. Açlık çeken insan yoksulun, muhtacın halini anlar ve kanaat etmenin önemini daha iyi kavrar. Artık israf edemez olur. Allah Resulü’nün “Kanaat bitmeyen bir hazinedir” (Beyhakî, “Zühd”, 2/88) sözü, müminin kulaklarında yankılanır. Nimetin eskisinden daha çok önemini bilen insan, Allah’a olan şükrünü artırır. Hırsın mahrumiyete, kanaatin rahmete vesile olduğunun farkına varır. Allah Resulü’nün “iktisat eden geçim sıkıntısı çekmez” be, el-Musannef, 5/331)
Oruç ayı olan Ramazan Ayı, kulun Rabbine iltica ederek, günahlarının bağışlanması için yaşam yoluna yerleştirilmiş fırsat ve hazinelerle doludur. Kişi, Kur’an üzerinde daha çok düşünme imkânı bulur. Ramazan’ın getirdiği bereketle insan, Kur’an’dan daha fazla haz alır, onu daha derinden ve bilinçle dinleyip anlama imkânına sahip olur. Oruç bedenin zekâtı olarak, vücutta birikmiş zararlı unsurların defi için metabolizmaya büyük bir faydada bulunur. İnsanın, vücudunu diğer canlılardan daha farklı olarak madde ve mananın sırlı ve uyumlu bir birleşimi olarak görmeye başladığı bu ayda vücutlar yenilenir, dimağlar parlar. Allah Resulü’nün “oruç tutunuz ki sıhhat bulasınız” sö-zünü teyit edercesine bedenlerimiz sağlık bulur (Taberânî, Mu’cemu’l-Evsat, VIII, 174). Ramazan orucu ile insanların bağışlanma ümitleri yeşertilir. Oruç, ansızın gelecek sorunlara karşı insanlara sabırlı olmayı öğreten bir öğretmendir. Çocuklarımıza dinlerini, havasını soluyarak, yaşayarak öğrenme ve yaşama fırsatı veren bir aydır Ramazan.
Allah Resulü, inanıp karşılığını Allah’tan umut ederek Ramazan’ı değerlendirenlerin geçmiş günahlarının bağışlanacağını söylemiştir (Nesâî, “îman”, 21). Aynı şekilde Allah Resulü, Sahabi Ka’b b. Ucre’ye hitaben; “Ey Ka’b! Namaz kişinin Müslüman oluşuna delildir. Oruç ise sağlam bir kalkandır. Sadaka vermek, suyun ateşi söndürdüğü gibi günahları silip süpürür. Ey Ka’b! Haramla beslenerek teşekkül eden et ve kemiklere ancak ateşte olmak yaraşır.” (Tirmizî,“Cum‘a”, 79) buyurmuştur. Orucun hikmetleri ile hükümlerini anlamak arasında sıkı bir ilişki bulunur. Oruç ibadetinin yerine getirilmesi ile ilgili kuralların bilinmesi, orucumuzu Allah Resulü’nün bize hikmet olarak bıraktığı sünnetine uygun oruçlar tutmamıza fırsatı tanıyacaktır.