Türkiye'yi yeni bir felaket bekliyor! O ürünler sofralardan eksilecek
Uzman isim uyardı. Türkiye'yi de etkileyen iklim krizi, temel gıdaların sofralarımızdan eksilmesine neden olabilir...
Uzmanlar, Türkiye'nin de etkileneceği iklim krizinin, temel gıdaların eksikliğine yol açabileceği konusunda uyarıyor. Küresel iklim değişikliği, açlık krizi ve yetersiz beslenme mücadelesini olumsuz etkileyebilecek büyük bir tehdit olarak ortaya çıkıyor. Sıcaklık ve yağış dengelerinin değişmesi, ürün çeşitliliği ve mevcut ürünlerin fiziksel yapısı üzerinde değişikliklere neden olabilir. Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, "Durum son derece endişe verici; kahve, bal, çikolata, muz, elma, yer fıstığı gibi ürünler, ağaçların olumsuz iklim koşulları nedeniyle verim kaybına uğraması sonucunda yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir" diyor.
Bu durum, insanların günlük hayatta kullandıkları temel gıda maddelerinin giderek azalabileceği ve hatta kaybolabileceği anlamına geliyor. Bu da ekonomik, sosyal ve sağlık sorunlarına yol açabilir. İklim değişikliğiyle mücadele etmek ve tarım sektörünü sürdürülebilir hale getirmek için acil önlemler alınması gerekiyor. İklim koşullarına uyumlu tarım tekniklerinin geliştirilmesi, su kaynaklarının verimli kullanılması, çiftçilere eğitim ve destek sağlanması gibi adımlar atılmalıdır. Ayrıca, hükümetlerin ve uluslararası kuruluşların iklim değişikliğiyle mücadelede ortak çalışmalar yapması ve politikalar geliştirmesi önemlidir. Toplumun da bilinçlenmesi ve sürdürülebilir tarım uygulamalarına destek vermesi gerekmektedir. İklim krizi, gelecekte gıda güvenliğini ve ekosistemleri tehdit edebilecek büyük bir sorundur. Bu nedenle, herkesin bu konuda sorumluluk alması ve önlemler almaya yönelmesi gerekmektedir. İşte detaylar...
TÜRKİYE İKLİM DEĞİŞİKİĞİ KRİZİ TEHDİTİ İLE KARŞI KARŞIYA
İklim değişikliği, Türkiye'yi de etkileyen bir tehdit olarak karşımıza çıkıyor. Bu değişiklikler, tarım ürünlerinin çeşitliliği ve verimi üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor. Bu konuda uyarılarda bulunan Yaşar Üniversitesi Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, özellikle buğday, mısır, pirinç gibi önemli ürünlerin veriminde düşüşler yaşandığını belirtiyor. İklim değişikliği ve sıcaklık artışı, tarımsal üretim üzerindeki etkilerin ekonomik ve sosyal sonuçlara yol açabileceğini ifade ediyor. Uzel, çikolata, kahve, muz, elma, yer fıstığı gibi ürünlerin, iklim değişikliği nedeniyle hammaddelerini üreten ağaçlarının verim kaybı yaşaması sonucunda yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceğini söylüyor. İşte ayrıntılar...
Özellikle çikolata hammaddesi olan kakao üretimi, sıcaklık artışı nedeniyle Afrika ülkelerinde düşen verimle karşı karşıya kalabilir. Bu durumda, çikolatanın gelecekte tükenme riskiyle karşı karşıya kalabileceği ifade ediliyor. Elma ağacı da kış dinlenmesine ihtiyaç duyan bir bitki olduğundan, daha ılıman geçen kış koşulları elma verimini olumsuz etkileyebilir. Yer fıstığı da yağmur suyuna bağımlı bir ürün olduğundan, yağışlardaki dengesizliklerin devam etmesi durumunda verim kaybı yaşanabilir. Buğday, mısır, pirinç gibi temel tarım ürünlerinin de iklim değişikliği nedeniyle üretiminde zorluklar yaşandığı belirtiliyor. Muzun ise nem ve sıcaklık değişimlerinden olumsuz etkilendiği ve hastalıklara karşı duyarlı olduğu ifade ediliyor.
Meyve ve deniz ürünlerinde de iklim değişikliğinin etkileri görülüyor. Değişen hava koşulları, meyve ağaçlarında erken çiçeklenme ve don olaylarına yol açarak verimi etkileyebilir. Denizlerdeki çevre kirliliği ve oksijen azalması, balıkların büyüme ve gelişimlerini olumsuz etkileyebilir. Avokado yetiştiriciliği de su kaynaklarının azalması nedeniyle gelecekte kaybolma riski taşıyan bir sektör olarak gösteriliyor.
Bu durumlar, tarımsal üretimdeki zorlukları ve gıda güvenliği konusundaki riskleri ortaya koyuyor. İklim değişikliğiyle mücadele etmek için sürdürülebilir tarım teknikleri ve su kaynaklarının etkin kullanımı gibi önlemler alınması gerekmektedir. Ayrıca, çevre kirliliğinin azaltılması ve iklim değişikliğiyle ilgili politikaların uygulanması önemlidir. Tüm bireylerin bu konuda sorumluluk alması ve bilinçli tüketim alışkanlıkları geliştirmesi de büyük önem taşımaktadır.